Ana içeriğe atla

Hep Bir Yerlere, Bir Şeylere Yetişme Telaşındasınız Değil Mi?



Hep bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşındasınız değil mi?
Hiç vaktiniz yok, "Fast live", "Fast food", "Fast music", "Fast love"...
Dikte ettirilen "yükselen değerler", "in" ler, "out" lar...
Buna benzer bir odada, şanslıysanız gökyüzünü görebilen bir pencere ardında bitecek hepsi.

Dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar, Size sesleniyorum!
Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini?
Copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını?
İçinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz maille arkadaşlarınıza?
Sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız?
Öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir?
Ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman?
Doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın tomurcuklandığını?
Ve ıslak toprak kokusu var mıdır dosyalarınız arasında?
Koklamak, duymak, dokunmak, yok mu yaşam skalanızda?
Bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza megabaytlarınız mı yetmiyor?
MÜŞFİK KENTER

Yorumlar

Zeynep dedi ki…
siyahkuğu; hoşbuldum bana da beklerim..:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadece Tavsiye...

Kışın en keyifli yanı da kendine ayırdığın uzun zaman dilimleri.Günler ne kadar kısalsa da kendine ayırdığın zaman dilimi aslında daha çok artıyordu. Kendi kendini dinlediğin, yeni kitaplar, müzikler, filmler keşfettiğin en güzel zamanlar.Böyle zamanlarda insanın kendine yararlı olduğu,içinde yeni renkler keşfettiği uyanışların en güzelini yaşadığı nadide zamanlar. Benim de kendi içimde böyle yeniliklere yer açmaktan zevk aldığım en güzel mevsimdi artık kış.Kışı sevmeme neden olan en güzel bahane.Yoksa soğuğun yağmurun nesini seveyim;)Aslında kış çoğu insana göre karamsarlık mevsimiydi.Psikolojik olarak etkilendiğimiz bir gerçekti.Ama doğaya uyum sağlamaktan başka çaremizde vardı mutlaka bunun içinde de bir güzel yol bulabilirdik.Bu zamanlarda kendimce yeni keşfettiğim yeni yeni ilgi duyduğum şeyleri paylaşmak isterim naçizane. Ve sen şu anda bu yazıyı okuyan sevgili okur senin tavsiyelerini de duymak isterim yaz bana olur mu:) Buyurun bakalım neler varmış listede: *Kitap Şe

YAZ!*!SÖZ!*!ŞARKI!*!..VS**

   Bir yaz mevsimini daha tarihin tozlu sayfalarına göndermiş bulunuyoruz.Yazın şikayet ettiğimiz sıcakları özleme zamanıdır şimdi yavaş yavaş.Ne kadar nankör insanlarız dimi her şeyi işine geldiği gibi kullan işine gelmeyince şikayet et.Biz nankör insan topluluğu olarak düzenimiz bu.Neyse ben yazımın asıl mevzusuna geleyim.Bu yazıyı yazmakta ki amacım yazın dinlemekten bıktığım şarkılar.Evet başlayalım eminim yapmış olduğum liste bir çok seçenek ile çoğaltılabilir.Gelsin maddeler: Fettah Can: (Bu kişi ile ilgili şarkı ayrımı yapmıyorum söylemiş olduğu bütün şarkılar bu kategoriye dahil.Lütfen şarkı söylemeyi bıraksın zira öyle bayık bayık şarkı söylemeler falan hiç hoş değil.Sen yaz şarkını at denize halik bilmezse malik bilir bize de yazık ama lütfen...) Eflatun-Burcu Güneş&Çıkmaz Sokaklar: (Ne karanlık odalardan ne masallardaki cadılardan korktum her radyoyu televizyonu açtığımda bu şarkı karşıma çıkacak kadar o kadar yani...) Sıla&Yoruldum: (Sıla seni severi

GEÇSE DE SENELER YAŞATIR SENİ GÖNÜLLER...

  Teşekkürler Kazım Koyuncu bize söylediğin ve söylettiğin şarkılar için, karadeniz müziğine sahip çıktığın için, sevdiğimiz şeylerin kıymetini onları kaybetmeden önce bilmemiz gerektiğini öğrettiğin için, senin yoluna çıkmamıza sebep olduğun için ve yazmaya kelimelerin dahi yetmeyeceği insanlığın için teşekkürler....