Ana içeriğe atla

BAHAR MI BİLEMEDİM BEN ONU...???

   Nisan ayına girmiş olmakla beraber bahara tam anlamıyla merhaba demiş bulunmaktayız.Oldum olası sevmem kışı sevemiyorum.Sürekli insanın üzerinde melankolik bir hava, gereksiz bir ağırlık...Sanki  kendimi sürekli depresyondaymışım gibi hissediyorum.Ve bu yüzdendir galiba kışa karşı soğuk duruşum, ısınamıyorum abi yaa..

   Bu yazıyı yazmak birden bire Emre Aydın'ın soğuk odalar şarkısını dinlerken  geldi...Yani ben bahar geldi yaza az kaldı diyorum seviniyorum.Ama bu şarkı beni dibine kadar kışa götürdü, üşüdüm resmen...Emre Aydın yine duygularını konuşturmuş diyorum.Ama Emre Aydın bunu yapma bize,şu güzelim bahar ayında kış aylarını yaşatma bize...Desemde şarkı gerçekten süper, sürekli dinleyip bıkmamak ümidiyle eline sağlık Emre Aydın....





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadece Tavsiye...

Kışın en keyifli yanı da kendine ayırdığın uzun zaman dilimleri.Günler ne kadar kısalsa da kendine ayırdığın zaman dilimi aslında daha çok artıyordu. Kendi kendini dinlediğin, yeni kitaplar, müzikler, filmler keşfettiğin en güzel zamanlar.Böyle zamanlarda insanın kendine yararlı olduğu,içinde yeni renkler keşfettiği uyanışların en güzelini yaşadığı nadide zamanlar. Benim de kendi içimde böyle yeniliklere yer açmaktan zevk aldığım en güzel mevsimdi artık kış.Kışı sevmeme neden olan en güzel bahane.Yoksa soğuğun yağmurun nesini seveyim;)Aslında kış çoğu insana göre karamsarlık mevsimiydi.Psikolojik olarak etkilendiğimiz bir gerçekti.Ama doğaya uyum sağlamaktan başka çaremizde vardı mutlaka bunun içinde de bir güzel yol bulabilirdik.Bu zamanlarda kendimce yeni keşfettiğim yeni yeni ilgi duyduğum şeyleri paylaşmak isterim naçizane. Ve sen şu anda bu yazıyı okuyan sevgili okur senin tavsiyelerini de duymak isterim yaz bana olur mu:) Buyurun bakalım neler varmış listede: *Kitap Şe...

HİÇ ÜZERİME ALINMAM...

10 yılda 1 kitap okuyoruz! Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES)'nın düşünce kuruluşu olan DESAM'ın 'Kütüphaneler Haftası' dolayısıyla hazırladığı rapora göre; Türkler 10 yılda ancak bir kitap okuyor. Aynı rapora göre bir Japon yılda 25, bir İsviçreli yılda 10, bir Fransız ise 7 kitap okuyor. Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, Türkiye'de kitap okunmamasının yapısal nedenleri olduğunu belirterek, okul öncesi dönemden üniversite eğitiminin sonrasına kadar kitap okumanın stratejik bir konu olarak ele alınmadığını söyledi. Kültür, eğitim ve bilim merkezleri olması gereken kütüphanelerin Türkiye'de kitap okutma stratejilerinin olmadığını, kitapların halen e-kitap haline getirilemediğini, oysaki çağımızda kitabın, okurun evine, otomobiline, ayağına kadar götürülmesi gerektiğini kaydeden Gürkan Avcı, "Günümüzde otomobilde, yolculukta, tatilde kitap okumanın önü açılmalıdır. Bunun için sesli kitaplar da yapılmalıd...

Hep Bir Yerlere, Bir Şeylere Yetişme Telaşındasınız Değil Mi?

Hep bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşındasınız değil mi? Hiç vaktiniz yok, "Fast live", "Fast food", "Fast music", "Fast love"... Dikte ettirilen "yükselen değerler", "in" ler, "out" lar... Buna benzer bir odada, şanslıysanız gökyüzünü görebilen bir pencere ardında bitecek hepsi. Dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar, Size sesleniyorum! Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini? Copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını? İçinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz maille arkadaşlarınıza? Sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız? Öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir? Ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman? Doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın tomurcuklandığını? Ve ıslak toprak kokusu var...